Hava günden güne ısınıyor.
- Es wird von Tag zu Tag wärmer.
Bu ılık hava şubat için anormaldir.
- This warm weather is abnormal for February.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.
- Suddenly, it started to look almost nice and warm.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
- He embraced his son warmly.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.
The winter's sun gives only little warmth.
- Die Wintersonne spendet nur ein bisschen Wärme.
The birds flew south in search of warmth.
- Die Vögel sind südwärts geflogen, auf der Suche nach Wärme.