التركية - التركية
تعريف vurgunlar في التركية التركية القاموس.
- vurgun
- Silâhla yaralanmış olan
- vurgun
- Birine veya bir şeye vurulmuş, bağlanmış, sevmiş olan, sevdalı, âşık
- vurgun
- Sıcak, soğuk, dolu gibi etkilerle ürünlerde görülen zarar
- vurgun
- Kolayca ve haksız ele geçen kazanç, ihtikâr, spekülasyon
- vurgun
- Dalgıcın, çok derinlerdeki suyun basıncı, iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe sonucunda veya birden su yüzüne çıkış gibi durumlarda uğradığı inme veya ölüm
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف vurgunlar في التركية الإنجليزية القاموس.
- vurgun
- profiteering
- vurgun
- haul
- vurgun
- decompression sickness
- vurgun
- bends
Divers who surface too quickly run the risk of contracting the bends.
-Yüzeye çok hızlı çıkan dalgıçların vurgun yeme riski vardır.
- vurgun
- booty
- vurgun
- sack
- vurgun
- killing
He made a killing by investing in the stock market.
-Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- vurgun
- (Denizbilim) nitrogen narcosis
- vurgun
- scoop
- vurgun
- hit
- vurgun
- speculation
- vurgun
- smitten
- vurgun
- struck, blighted, damaged
- vurgun
- cleanup
- vurgun
- pelf
- vurgun
- swindle, instance of swindling
- vurgun
- the bends
Divers who surface too quickly run the risk of contracting the bends.
-Yüzeye çok hızlı çıkan dalgıçların vurgun yeme riski vardır.
- vurgun
- rapture of deep
- vurgun
- in love with, smitten with, struck on, sweet on
- vurgun
- in love with, struck on, smitten (with); booty, scoop; the bends, caisson disease, rapture of the deep
- vurgun
- strike
- vurgun
- loot
- vurgun
- ill-gotten gain, gravy
- vurgun
- the bends, caisson disease, the chokes, the staggers; aeroembolism, air bends
- vurgun
- pickup
- vurgun
- caisson disease
- vurgun
- stuck
المصطلحات ذات الصلة
vurgunlar
Resimler
المفضلات