Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
İngilizce ödevimi yapmayı henüz şimdi bitirdim.
- I have just now finished doing my English homework.
Paul az önce telefon etti.
- Paul telephoned just now.
Az önce yağmur yağmaya başladı.
- It began raining just now.
Tom şu anda burada değil.
- Tom isn't here just now.
Annem şu anda çok meşgul.
- Mother is very busy just now.
Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
- Dad just now went out.
Evet, ama o hemen şimdi gitti.
- Yes, but she left just now.
O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.
- He said that he was tired and that is why he'd like to go home earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
- Had you come a little earlier, you could have met her.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
- We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
Ben şimdi bir silah sesi duydum.
- I heard a shot just now.
Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
- I want you to take back what you said just now.