Bu yıl haziran ayında çok yağmurlu günler yoktu.
- There were not many rainy days in June this year.
Kaza yağmurlu bir günde oldu.
- The accident happened on a rainy day.
Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi.
- Tom cleaned the top of the table with a wet rag.
Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Trafik kazalarının yağışlı günlerde meydana gelmesi olasıdır.
- Traffic accidents are likely to occur on rainy days.
Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.
- It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.
Seattle çok yağışlı bir iklime sahiptir.
- Seattle has a very wet climate.
Hava çok soğuk değildi, ama her zaman yağışlıydı.
- It was not very cold, but it was always wet.