Teleskopla geçmişe bakıyoruz.
- Mit dem Teleskop schauen wir in die Vergangenheit.
Kriz zamanı geçmişi idealize etmenin manası yok.
- Es ist zwecklos, in Zeiten einer Krise die Vergangenheit zu idealisieren.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Gemi köprünün altından geçti.
- The ship passed under the bridge.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Kendimden geçmiş olmalıyım.
- I must have passed out.
Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve biz ne olduğunun farkına bile varmadan başka bir yıl daha geçmiş oldu.
- Days turned into weeks, weeks turned into months and, before we knew it, another year had passed.
Onun ölümünden beri on yıl geçti.
- Ten years have gone by since her death.
Evlendiğimizden beri üç yıl geçti.
- Three years have gone by since we got married.
Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı.
- Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.
Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
Babası geçen hafta öldü.
- Her father passed away last week.
Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.
- The leaves turned red as the days passed.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir.
- This is the same old problem we've had the past three years.