vefasız

listen to the pronunciation of vefasız
التركية - الإنجليزية
unfaithful

Dan discovered that his wife had been unfaithful. - Dan karısının vefasız olduğunu keşfetti.

Tom is convinced that Mary is unfaithful. - Tom Mary'nin vefasız olduğundan emin.

{s} disloyal

I think Tom has been disloyal. - Sanırım Tom vefasız oldu.

inconstant
untruthful
erring
unfaithful, disloyal
errant
disloyal, unfaithful, faithless, fickle, perfidious
perfidious
untrue
fickle
faithless
hollow-hearted
false
hollowhearted
insincere
vefasız olma durumu, hakikatsizlik
being disloyal status, hakikatsizlik
sevgisine bağlı olmayan, vefasız
not due to love, unfaithful
التركية - التركية
Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz
Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz: "Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız."- Y. K. Karaosmanoğlu
hıyanet
vefasız
المفضلات