vefa

listen to the pronunciation of vefa
التركية - الإنجليزية
fidelity

Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation. - En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.

(isim) Fidelity, loyality
trueness
fidelity, loyalty, faithfulness
adherence
truth
loyalty, faithfulness, fidelity
constancy
faith

Dogs' faithfulness impresses us. - Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.

troth
adhesion
vefa duygusu
fidelity
vefa hakkı
(Ticaret) repurchase
vefa etmek
(for one's life) to last long enough (for one to be able to do a specified thing)
ahde vefa
(Hukuk) (antlaşmaya sadakat) pacta sund servanda
ahite vefa
law Pacta sunt servanda
kaza sonucu vefa tazminatı
(Sigorta) accidental death benefit
yeni dosttan vefa gelmez
(Atasözü) You shouldn't depend too much on a friend whom you've not yet gotten to know well
ömrü vefa etmemek
not to live long enough to
ömürü vefa etmemek
to die before attaining an end one has had in view
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Ahdinde, sözünde durma
(Osmanlı Dönemi) Sevgi ve dostlukta sebat ve devam
(Osmanlı Dönemi) Ödeme
(Osmanlı Dönemi) Yetişme
(Osmanlı Dönemi) Dince ve akılca lâzım gelen şeyi yerine getirip uhdesinden çıkma
Sevgide sebat, sevgide durma, sevgi bağlılığı: "Biz, mağlup olduğumuz için sizden cesur görünüyoruz ve vefamız daha sağlamlaşıyor."- A.Gündüz
Sevgide sebat, sevgide durma, sevgi bağlılığı
vefa hakkı
Hak sahibine, sattığı şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında tekrar kendisine devrini, tek taraflı bir irade beyanı ile isteme yetkisi veren hak
VEFA HAKKI
(Hukuk) Hak sahibine, sattığı şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında tekrar kendisine devrini, tek taraflı bir irade beyanı ile isteme yetkisi veren hak
ahde vefa
(Fizik) (Latince: Pacta Sunt Servanda) uluslararası hukuk kurallarının oluşmasında etkili olan ve devletin anayasasında var olan ve devlete antlaşma yapma yetkisi tanıyan kuraldır
vefa
المفضلات