Fadil specialized in pediatric forensic work.
- Fadıl pediatrik adli tıp alanında uzmanlaşmıştır.
Mary is an architect specialized in experimental designs.
- Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.
He decided to specialize in physics at college.
- O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
Mary is an architect specialized in experimental designs.
- Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.
He refused to ask for advice from experts.
- Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
Tom should consult an expert.
- Tom bir uzmana danışmalı.
I'm not a specialist.
- Ben bir uzman değilim.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
He's an authority in his field.
- O, alanında bir uzmandır.
Tom is an authority on jazz.
- Tom, cazda bir uzmandır.
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
You need a professional to translate this.
- Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
- Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
He is a good judge of horses.
- O, atlarla ilgili iyi bir uzmandır.
Tom certainly is a poor judge of character.
- Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
We are looking for someone who is proficient in French.
- Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.