uyandıran

listen to the pronunciation of uyandıran
التركية - الإنجليزية
provocative
provoking
awakening
rouser
uyan
suitable
cinsel istek uyandıran
sexy
ilgi uyandıran
compelling

That's a very compelling story. - Bu çok ilgi uyandıran bir hikaye.

merak uyandıran
suspenseful
nefret uyandıran
disgusting
cinsel istek uyandıran
voluptuous
heyecan uyandıran
lurid
heyecan uyandıran olay
sensation
istek uyandıran şey
temptation
merak uyandıran
engaging
merak uyandıran
gripping
merak uyandıran
absorbing
merak uyandıran
compelling
merak uyandıran
intriguing
merak uyandıran
challenging
nefret uyandıran
odious
nefret uyandıran
hatable
saygı uyandıran
compelling
suçlu izlenimi uyandıran
furtive
uyan
(Bilgisayar,Teknik) compatible
uyan
warning
uyan
stimulation
uyan
{f} waking

I've been having trouble waking up. - Uyanmakta zorlanıyorum.

I walked softly for fear of waking the baby. - Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.

uyan
{f} woken

He seemed to have just woken up from a dream. - Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.

I was woken up suddenly at dawn. - Şafakta aniden uyandırıldım.

uyan
{i} conforming
uyan
observant
uyan
{f} woke

When I woke up, all other passengers had gotten off. - Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.

When I woke up, I was sad. - Uyandığımda üzgündüm.

uyan
{f} waked
uyan
{f} wake

Please wake me up at six tomorrow. - Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

uyan
in keeping
uyan
pertaining to
cinsel istek uyandıran
erogenic
cinsel istek uyandıran
sex
cinsel istek uyandıran
erogenous
cinsel istek uyandıran
aphrodisiac
cinsel istek uyandıran
sultry
cinsel istek uyandıran ilaç
aphrodisiac
hayranlık uyandıran
admirable

Tom has done an admirable job. - Tom hayranlık uyandıran bir iş yaptı.

hayranlık uyandıran şey
admiration
heyecan uyandıran
splashy
huşu uyandıran
awe-inspiring
istek uyandıran
appetizing
kuşku uyandıran
problematic
kuşku uyandıran
problematical
nefret uyandıran
abhorrent
nefret uyandıran
detestable
nefret uyandıran
loathsome
nefret uyandıran
hateable
nefret uyandıran
hateful
sanrı uyandıran
mind-blowing
sempati uyandıran
charismatic
uyan
correspondent
uyan
corresponding
uyan
coincident
uyan
in harmony
uyan
regardful
uyan
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

şüphe uyandıran
questionable
uyandıran
المفضلات