umstehend

listen to the pronunciation of umstehend
ألمانية - التركية
sayfanin öbür tarafinda(-ki); die -en etrafta duranlar
الإنجليزية - التركية

تعريف umstehend في الإنجليزية التركية القاموس.

surrounding
çevreleyen,n.çevre: v.çevir: prep.çevreleyen
surrounding
{s} etrafını saran
surrounding
{i} çevre

Yeni çevreyi benimsemelisin. - You must assimilate into new surroundings.

Kısa sürede yeni çevreye alıştı. - He soon got used to the new surroundings.

surrounding
etrafındaki
surrounding
etraftaki
surrounding
civardaki
surrounding
çevredeki
surrounding
{f} çevir

Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm. - I saw them surrounding him.

surrounding
çevreleyen

Çevreleyen tepeler kasabayı korudu. - The surrounding hills protected the town.

Bu sabah görebileceğim tek şey evimizi çevreleyen kalın sis. - The only thing I can see this morning is the thick fog surrounding our house.

overleaf
sayfanın diğer tarafında
overleaf
sayfanın diğer yüzü
overleaf
sayfanın arkası
surrounding
{s} çevredeki, etraftaki: There are many vineyards in the surrounding area. Etrafında çok bağ var
surrounding
kuşat

Onlar bizi kuşatıyor. - They're surrounding us.

surrounding
{s} kuşatan
surrounding
kuşatma
ألمانية - الإنجليزية
surrounding
overleaf
standing round
standing around