çevreleyen

listen to the pronunciation of çevreleyen
التركية - الإنجليزية
surrounding

The only thing I can see this morning is the thick fog surrounding our house. - Bu sabah görebileceğim tek şey evimizi çevreleyen kalın sis.

Most castles have a moat surrounding them. - Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.

ambient
circumambient
immersive
{i} enclosing
roundabout
çevreleyen yazı
n. circumscription
avluyu çevreleyen binalar
quadrangle
bahçe tarhını çevreleyen cüce bitki
ground box
kemik çevreleyen
(damar) circumflex
sahneyi çevreleyen koltuklar dizisi
circle
çevreleyen
المفضلات