The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
An airplane had flown over the mountain.
- Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
My friend is studying aircraft engineering.
- Arkadaşım uçak mühendisliğinde okuyor.
This aircraft is capable to dogfight and bomb at the same time.
- Bu uçak it dalaşı yaparken, bombalama yapabilme kabiliyetine sahip.
The plane arrived exactly at nine.
- Uçak tam olarak dokuzda vardı.
It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
- Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.