tutunma

listen to the pronunciation of tutunma
التركية - التركية
Tutunmak işi
tutunmak
Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
tutunmak
Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak: "Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan pancurlarına tutunarak odasına girdim."- M. Ş. Esendal
tutunmak
Kendi üzerine koymak, kullanmak
tutunmak
Sataşmak, çıkışmak: "... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş."- M. Ş. Esendal
tutunmak
Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
tutunmak
Sataşmak, çıkışmak
tutunmak
Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
tutunma
المفضلات