Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Manila, Japon askerlerine düştü.
- Manila fell to Japanese troops.
Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
- Our trading companies do business all over the world.
Bazı şirketlerin resepsiyonda resepsiyonist yerine korumaları var.
- Some companies have guards at the front desk instead of receptionists.
O, bizim birliklerin komutanıdır.
- He is commander of our troops.
Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.
- Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there.
Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
- The arrival of the troops led to more violence.
Askeri kuvvetler resmi geçit yaptı.
- The troops marched past.