تعريف to weigh في الإنجليزية التركية القاموس.
- tartmak
- tartıya vurmak
- tartmak
Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
- I have to weigh my options.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
- {f} tartmak: Please weigh these pears. Bu armutları tartar mısınız?
- {f} gelmek (ağırlık)
- ponder
- {f} iyice düşünmek
- weigh
- düşünüp taşınmak
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
- We have to weigh the pros and cons.
- ponder
- gönlüne danışmak
- ponder
- üzerinde düşünmek
- weigh
- tartıya vurmak
- weigh
- (Havacılık) ağırlığı olmak
- weigh
- (Askeri) kaldırmak
Hobim ağırlık kaldırmak.
- My hobby is weight lifting.
Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.
- When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
- weigh
- ağır olmak
- weigh
- belirli bir ağırlıkta olmak
- weigh
- (Askeri) tartı
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
- The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- weigh
- (Havacılık) ağırlığını ölçmek
- weigh
- çekmek
- weigh
- gelmek
O, 80 kilodan daha fazla gelmektedir.
- She weighs more than 80 kg.
- weigh
- (Askeri) hareket
- ponder
- düşün
Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.
- We all pondered over what had taken place.
Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
- Tom was probably pondering something.
- ponder
- düşünüp taşınmak
- weigh
- {i} tartma
Bugünden başlayarak kendimi her gün tartmaya karar verdim.
- I have decided to weigh myself every day starting today.
Seçeneklerimi tartmak zorundayım.
- I have to weigh my options.
- weigh
- {f} tart
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
Lütfen bunu tartar mısınız?
- Can you weigh this, please?
- weigh
- ağırlığında olmak
- ponder
- düşünmek
Bunu düşünmek zorunda kalacağım.
- I'll have to ponder this one.
- weigh
- {i} ağırlık
Bir pound bir ağırlık birimidir.
- A pound is a unit of weight.
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
- weigh
- {f} gelmek (kilo)
- weigh
- tart(mak)
- weigh in
- (cokey) yarış sonunda tartılmak
- weigh in
- önce tartılmak
Boksörler bir maçtan önce tartılmak zorundalar.
- Boxers have to weigh in before a fight.
- weigh in
- (uçağa binmeden önce) (bagajı) tarttırmak
- ponder
- {f} ölçüp tartmak
- ponder
- {f} kafa yormak
- ponder
- {f} düşünüp taşınmak, zihninde tartmak, uzun uzun düşünmek
- ponder
- {f} ölçüp biçmek
- ponder
- {f} kafa patlatmak
- weigh
- ölçünmek
- weigh
- weigh down yüklemek
- weigh
- yük altına koymak
- weigh
- omuzlarını çökertmek
- weigh
- {f} yük olmak
- weigh
- {f} (up) iyice tartmak/düşünmek, ölçüp biçmek, teraziye vurmak. 3
- weigh
- weigh anchor demir almak
- weigh
- {f} basmak
- weigh
- (Tekstil) 1. tartmak 2. çekmek, gelmek
- weigh
- {f} bastırmak
- weigh
- bel vermek
- weigh
- vira etmek
- weigh
- {f} önemi olmak
- weigh
- {f} sıkıştırmak
- weigh
- keder
- weigh
- ağırlık koyup bastırmak
- weigh
- aklında tartmak
- weigh
- duşünmek
- weigh
- {f} ölçüp tartmak
- weigh
- {i} yol
Zayıflamak için en iyi yol nedir?
- What's the best way to lose weight?
Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
- Tom is looking for an easy way to lose weight.
- weigh
- ağırlığında
İnsan beyni yaklaşık üç paund ağırlığında.
- The human brain weighs about three pounds.
George az 70 kilogram ağırlığındadır.
- George weighs not less than 70 kilograms.
- weigh
- tetkik etmek
- weigh in
- yüklemeden önce tartılmak (bagaj)
- weigh in
- yarıştan önce tartmak
- weigh in
- maçtan önce tartmak
