to urge with importunity; to press; as, to strain a petition or invitation

listen to the pronunciation of to urge with importunity; to press; as, to strain a petition or invitation
الإنجليزية - التركية

تعريف to urge with importunity; to press; as, to strain a petition or invitation في الإنجليزية التركية القاموس.

strain
çok gayret etmek
strain
{i} gerginlik

Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu. - Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.

strain
gerilme
strain
{i} burkulma
strain
baskı

Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında. - Tom has been under a great deal of strain lately.

Halat baskı altında kırıldı. - The rope broke under the strain.

strain
şekil değiştirme
strain
nesil
strain
ifade
strain
(at ile) germek
strain
zorlamak
strain
eser
strain
kan
strain
(Nükleer Bilimler) uzama,sünme, yamulma
strain
{f} çabalamak
strain
{f} süzmek

Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır. - Mary uses a paper filter to strain coffee.

strain
{i} yapı
strain
{f} süzgeçten geçirmek
strain
{i} gerginlik,zorlanma
strain
ırk veya millet özelliği
strain
{i} belirti
الإنجليزية - الإنجليزية
strain
to urge with importunity; to press; as, to strain a petition or invitation

    الواصلة

    to urge with importunity; to press; as, to strain a pe·ti·tion or in·vi·ta·tion

    النطق

المفضلات