الإنجليزية - التركية
تعريف to stretch the ligaments violently, to strain في الإنجليزية التركية القاموس.
- sprain
- {f} burkmak
- sprain
- burkma/burkulma
- sprain
- burkulmak
- sprain
- {f} burk
Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu.
-A sprained ankle disabled him from walking for a month.
Tom'un ayağı takıldı ve ayak bileği burkuldu.
-Tom tripped and sprained his ankle.
- sprain
- burkulma
Kötü bir burkulmanız var.
-You have a bad sprain.
- sprain
- {i} burkma
Tom sadece ayak bileğini burkmadı. O, ayak parmaklarından üçünü kırdı.
-Tom didn't just sprain his ankle. He broke three of his toes.
- sprain
- (Tıp) Eklemin burkularak incinmesi
- sprain
- sprain fracture burkulma sonucunda bir kemik parçasıyle beraber veterin kemikten kopması
- sprain
- mafsalın burkularak incinmesi
- sprain
- burkul/burk
- sprain
- {f} incitmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to stretch the ligaments violently, to strain في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {v} sprain
to stretch the ligaments violently, to strain
النطق
Resimler
المفضلات