الإنجليزية - التركية
تعريف to stay even or ahead في الإنجليزية التركية القاموس.
- keep up
- yukarda tut
- keep up
- sürdürmek
Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
-It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- keep up
- idame etmek
- keep up
- yetişmek
Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.
-I must study hard in order to keep up with him.
Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım.
-I had to study hard to keep up with the other students.
- keep up
- seviyesine ulaşmak
- keep up
- yukarıda tutmak
- keep up
- bakımını sağlamak
- keep up
- yukarda tutmak
- keep up
- su üstünde tutmak
- keep up
- devam ettirmek
- keep up
- (deyim) neşeli ve canlı kalmak
- keep up
- devam etmek
Tom'la devam etmek zor.
-It's hard to keep up with Tom.
- keep up
- yüksek tutmak
- keep up
- (deyim) (hava) degismeden kalmak,devam etmek
- keep up
- geçindirmek
Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
-It takes a lot of money to keep up such a big house.
- keep up
- yüksekte tutmak
- keep up
- bozmamak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to stay even or ahead في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- keep up
They ran so fast I could hardly keep up.
to stay even or ahead
الواصلة
to stay e·ven or a·headالتركية النطق
tı stey ivîn ır ıhedالنطق
/tə ˈstā ˈēvən ər əˈhed/ /tə ˈsteɪ ˈiːvɪn ɜr əˈhɛd/
Resimler
السابق
المفضلات