Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
الإنجليزية - التركية
تعريف to set a certain estimate on; to value at a certain price or degree في الإنجليزية التركية القاموس.
- rate
- {i} oran
Hastalık ne oranda yayıldı.
-At what rate did the illness spread?
Kanada'da suç oranı düşüyor.
-The crime rate is decreasing in Canada.
- rate
- {i} değer
Bunu nasıl değerlendirirdin?
-How would you rate that?
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
-The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
- rate
- {i} hız
Saatte üç mil hızla yürüdüler.
-They walked at the rate of three miles an hour.
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
-I'm amazed by the rate at which industries grow.
- rate
- {f} sınıflandırmak
- rate
- farzetmek
- rate
- (Bilgisayar) faiz_oranı
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
-He lends money at a high rate of interest.
- rate
- değerini tahmin etmek
- rate
- olarak değerlendirmek
- rate
- nispet
- rate
- gözü ile bakmak
- rate
- {f} fiyat belirlemek
- rate
- {i} derece
- rate
- {i} değer, fiyat, ücret: hourly rate saat başına
- rate
- {f} layık olmak
- rate
- {i} belediye vergisi (İng.)
- rate
- mülk vergisi
- rate
- {f} sayılmak
- rate
- {f} hak etmek
- rate
- {i} bedel
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to set a certain estimate on; to value at a certain price or degree في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- rate
to set a certain estimate on; to value at a certain price or degree
الواصلة
to SET a cer·tain es·ti·mate on; to val·ue at a cer·tain price or de·greeالنطق
Resimler
السابق
المفضلات