Beş çarpı iki ona eşittir.
 - Five times two equals ten.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
 - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
 - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
O zaman Japonya'da hiç demir yolu yoktu.
 - There were no railroads at that time in Japan.
Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
 - I haven't seen anything of him for some time.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
 - How much time does she need to translate this book?
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
 - I had a call from her for the first time in a long time.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
 - How many times do I have to ask you to call me by my first name?
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
 - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Zamanın ölçüsü nedir?
 - What are the measures of time?
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
 - Some read books just to pass time.