Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
- My heart beats fast each time I see her.
Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom has been struck by lightning three times.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
- I think it's time for me to say goodbye.
Şimdi iyi geceler demenin zamanıdır.
- Now it's time to say good night.
Oda uzun süredir boş.
- The room has been empty for a long time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
- Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
- He will be talking with his family at this time tomorrow.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
- He will be in London at this time tomorrow.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you have a time machine.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.