Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.
 - Tom's boss advanced him a week's wages.
Bana biraz avans verebilir misin?
 - Could you advance me some money?
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
 - Advanced countries must give aid to developing countries.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
 - The recent advances in medicine are remarkable.
Dan, Linda'nın seksüel önerisini reddetti.
 - Dan rejected Linda's sexual advances.
Matbaanın icadı önemli bir teknolojik gelişmeydi.
 - The invention of the printing press was a major technological advance.
Kiranı peşin olarak ödemelisin.
 - You should pay your rent in advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
 - We have to pay in advance.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
 - Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
 - Japanese industry has made great advances since the war.
to advance the price of goods.