to inherit; to succeed to

listen to the pronunciation of to inherit; to succeed to
الإنجليزية - التركية

تعريف to inherit; to succeed to في الإنجليزية التركية القاموس.

heir
varis

Kraliçe Elizabeth'in herhangi bir doğrudan varisi yoktu. - Queen Elizabeth did not have any direct heir.

O bir varisi olmadan öldü. - He died without an heir.

heir
{i} mirasçı

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin mirasçısıdır. - Turkey is the heir of Ottoman Empire.

Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı. - The rich merchant adopted the boy and made him his heir.

heir
kalıtçı
heir
(Kanun) kendisine miras kalan şahıs
heir
{i} vâris, mirasçı, kalıtçı
الإنجليزية - الإنجليزية
heir