الإنجليزية - التركية
تعريف to hurl, drive, or strike violently; often with it as an object في الإنجليزية التركية القاموس.
- sock
- {i} çorap
Çorap fabrikası günde 600.000 çift çorap üretir.
-The hosiery factory produces 600,000 pairs of socks a day.
Benim çoraplarım burada değil.
-My socks aren't here.
- sock
- {i} kısa çorap
Dün, on çift yeni kısa çorap satın aldım.
-Yesterday, I bought ten new pairs of ankle socks.
- sock
- {i} dayak
- sock
- yumruk/çorap
- sock
- {f} dövmek
- sock
- {f} vurmak
- sock
- {f} tokat atmak
- sock
- socked in hava muhalefetinden dolayı kapalı Sock it to Haydi bastır
- sock
- {f} tokatlamak
- sock
- i., k.dili. yumruk, yumruk darbesi. f., k.dili. yumruk atmak/indirmek, yumruklamak
- sock
- sock away saklamak
- sock
- sertçe
- sock
- tokat
Bunu bir daha yaparsan sana tokat atarım.
-If you do that again, I'll sock you.
- sock
- vur(mak)
- sock
- {i} soket
- sock
- {i} vuruş
- sock
- {i} ayakkabı keçesi
- sock
- {i} soket çorap
- sock
- {i} kısa çorap, şoset
- sock
- (isim) kısa çorap, ayakkabı keçesi, soket çorap, mantar taban, tokat, soket, vuruş, dayak, çorap
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to hurl, drive, or strike violently; often with it as an object في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- sock
to hurl, drive, or strike violently; often with it as an object
الواصلة
to hurl, drive, or strike violently; of·ten with it as an ob·jectالنطق
Resimler
المفضلات