Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
- I intend to take my position as a third party.
Onların tarafında bir hataydı.
- It was a mistake on their part.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
- I partly agree with you.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
- I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
- Tom budgeted three hundred dollars for the party.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
- No one was in a hurry to leave the party.
Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi.
- The day came at last when he had to part from her.