Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.
 - You need to pay extra for the batteries.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
 - Can I pay with a credit card?
Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
 - They shut his water off because he didn't pay the bill.
Tom ona ödediğimiz maaşı hak ediyor.
 - Tom deserves the salary we pay him.
İlk maaşın ile ne yapacaksın?
 - What are you going to do with your first pay?
Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum.
 - I would like to pay with a credit card.
Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
 - Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum.
 - I don't want to pay through the nose for a hotel room.
Bedelini ödemek zorundasın.
 - You have to pay the price.
Birisi bedeli ödemek zorunda.
 - Someone has to pay the price.
Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.
 - He left the restaurant without paying.
Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
 - I demanded that he should pay.