to continue in a state of being

listen to the pronunciation of to continue in a state of being
الإنجليزية - التركية

تعريف to continue in a state of being في الإنجليزية التركية القاموس.

remain
{f} aynen kalmak
remain
{f} kalmak

O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır. - She has remained abroad ever since.

Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı. - The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.

remain
{f} artakalmak
remain
{f} geriye kalmak
remain
{f} artmak
remain
mevcut kalmak
remain
fazla kalmak
remain
{f} kal

Londra'da ne kadar kalacaksın? - How many days will you remain in London?

Londra'da ne kadar kalacaksın? - How long will you remain in London?

remain
zail olmamak
remain
baki kalmak
remain
{f} sürdürmek
remain
{i} kalıntı

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin. - You can still see the remains of the fortress there.

remain
cenaze
remain
değişmeyip olduğu gibi kalmak
remain
kalıntılar

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız. - We must try to preserve the remains of ancient civilizations.

remain
{f} kalmak, durmak
remain
{f} olduğu gibi kalmak
remain
(fiil) kalmak, durmak, geriye kalmak, aynen kalmak, sürdürmek, artmak
remain
bakaya
الإنجليزية - الإنجليزية
remain

The light remained red for two full minutes.

to continue in a state of being

    الواصلة

    to con·tin·ue in a state of be·ing

    التركية النطق

    tı kıntînyu în ı steyt ıv biîng

    النطق

    /tə kənˈtənyo͞o ən ə ˈstāt əv ˈbēəɴɢ/ /tə kənˈtɪnjuː ɪn ə ˈsteɪt əv ˈbiːɪŋ/
المفضلات