to contain or store

listen to the pronunciation of to contain or store
الإنجليزية - التركية

تعريف to contain or store في الإنجليزية التركية القاموس.

hold
{i} tutma

Tom barajın tutmayacağını bilemezdi. - Tom had no way of knowing that the dam wouldn't hold.

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır. - Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.

hold
savunmak (mevzi)
hold
sığınacak yer
hold
arkası kesilmemek
hold
bekletme
hold
tutmak

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır. - Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.

Bu tavanın sapını tutmak kolaydır. - The handle of this pan is easy to hold.

hold
farzetmek
hold
devam etmek
hold
{i} tutuş

Tom ve Mary el ele tutuşuyorlar. - Tom and Mary are holding hands.

Mary, Tom ve Conchita'yı el ele tutuşurlarken gördü. - Mary saw Tom and Conchita holding hands.

hold
yapmak

Yarın öğleden sonra ilk olarak personel toplantısı yapmak istiyorum, bu yüzden konferans salonunu ayırır mısın? - I'd like to hold a staff meeting first thing tomorrow afternoon, so could you reserve the conference room?

hold
oluşturm
hold
{f} alıkoymak
hold
{f} barındırmak
hold
{f} geçerli olmak
hold
sahip olmak
hold
{f} dayanmak
hold
{i} geminin iç tarafı
الإنجليزية - الإنجليزية
hold
to contain or store

    الواصلة

    to con·tain or store

    التركية النطق

    tı kınteyn ır stôr

    النطق

    /tə kənˈtān ər ˈstôr/ /tə kənˈteɪn ɜr ˈstɔːr/
المفضلات