الإنجليزية - التركية
تعريف to cause or set some value or amount to be zero في الإنجليزية التركية القاموس.
- zero
- {s} sıfır
2010 sayısında iki tane sıfır vardır.
-There are two zeros in the number 2010.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
-The thermometer reads three degrees below zero.
- zero
- mutlak sıfır noktası
- zero
- (Dilbilim) boş
- zero
- en aşağı nokta
- zero
- (Askeri) HAVA TESİRLERİNİN GİDERİLMESİ: Belirli bir mesafede, merminin normal hava şartları dahilinde, hedefin tam ortasına isabetini sağlayacak rüzgar düzeltmesi için yapılan nişangah tanzimi
- zero
- {i} sıfır. f
- zero
- {s} hiç
Hiç kimse o testten sıfır almadı.
-Nobody got zero in that test.
- zero
- zero hour ask
- zero
- {i} hiçlik
- zero
- (Sosyoloji, Toplumbilim) yazının sıfır derecesi [barthes]
- zero
- {f} sıfırlamak
- zero
- bir ölçek üzerinde başlangıç noktası
- zero
- bir nokta gibi
- zero
- {i} sıfır noktası
- zero
- (fiil) sıfırlamak, sıfıra ayarlamak
- zero
- aynı zamana rastlamak için ayarlamak
- zero
- zero in on belirli bir hedefe ayarlamak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to cause or set some value or amount to be zero في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- zero
They tried to zero the budget by the end of the quarter.
to cause or set some value or amount to be zero
الواصلة
to cause or SET some val·ue or a·mount to be ze·roالتركية النطق
tı kôz ır set sʌm välyu ır ımaunt tı bi zirōالنطق
/tə ˈkôz ər ˈset ˈsəm ˈvalyo͞o ər əˈmount tə bē ˈzērō/ /tə ˈkɔːz ɜr ˈsɛt ˈsʌm ˈvæljuː ɜr əˈmaʊnt tə biː ˈziːroʊ/
Resimler
المفضلات