الإنجليزية - التركية
تعريف to assure anew; to restore confidence to; to free from fear or terror في الإنجليزية التركية القاموس.
- reassure
- {f} yeniden güven vermek
- reassure
- {f} sigortayı yenilemek
- reassure
- {f} tekrar sigortalamak
- reassure
- rahatlat
Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.
-Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends.
- reassure
- {f} (birinin) şüphelerini/endişelerini tekrar gidermek; (birinin) şüphelerini/endişelerini tekrar gidermeye çalışmak
- reassure
- {f} güvence vermek
- reassure
- (Ticaret) reasüre etmek
- reassure
- rahatlatmak
- reassure
- /vb.'den kurtarmak
- reassure
- güven vermek
- reassure
- korku
- reassure
- kaygı
- reassure
- Birinin şüphelerini/endişelerini tekrar gidermek
- reassure
- reinsure reassur ance temin edilme
- reassure
- {f} güvenini tazelemek
- reassure
- {f} bak. reinsure
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to assure anew; to restore confidence to; to free from fear or terror في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- reassure
to assure anew; to restore confidence to; to free from fear or terror
الواصلة
to as·sure anew; to re·store con·fi·dence to; to free from fear or ter·rorالنطق
Resimler
المفضلات