to arouse interest

listen to the pronunciation of to arouse interest
الإنجليزية - التركية
ilgi toplamak
alaka uyandırmak
ilgi çekmek
attract
{f} cezbetmek
attract
{f} çekmek

Ben dikkat çekmek istemiyordum. - I did not want to attract attention.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar. - Children often cry just to attract attention.

arouse interest
dikkatini çekmek
arouse interest
ilgisini çekmek
arouse interest
ilgi uyandırma
arouse interest
ilgi toplamak
arouse interest
ilgi çekmek
arouse interest
alaka uyandırmak
attract
cekici
attract
çek

Onun görünümünü çekici bulurum. - I find her appearance attractive.

Ben dikkat çekmek istemiyordum. - I did not want to attract attention.

attract
cazip

Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat. - It's an attractive price, for this sort of device.

Senin için cazip bir teklifim var. - I've got an attractive proposition for you.

attract
attractively güzel
attract
alımlı

Sanırım o, alımlı ve çekici. - I think she is charming and attractive.

attract
cazip attractive cazibeli
attract
cezbetmek attractile çekici
attract
alımlı surette attractiveness çekicilik
attract
cazibe

Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir. - This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.

Mary çok cazibeli bir kadın. - Mary is a very attractive woman.

to interest
enterese etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
attract

Advertising is designed to attract customers.

to arouse interest

    الواصلة

    to a·rouse in·ter·est

    التركية النطق

    tı ırauz întrıst

    النطق

    /tə ərˈouz ˈəntrəst/ /tə ɜrˈaʊz ˈɪntrəst/
المفضلات