تعريف to appear; to look outwardly; to be perceived as في الإنجليزية التركية القاموس.
- seem
- {f} görünmek
Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
- So far, your action seems completely groundless.
Çaresiz görünmek istemiyorsun.
- You don't want to seem desperate.
- seem
- {f} gibi görünmek
Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
- Dan didn't want to seem shy.
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- seem
- {f} benzemek
- seem
- I seem to hear
- seem
- {f} gibi gelmek
- seem
- görün
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
- seem
- (gibi) görünmek
- seem
- imiş gibi
- seem
- işitir gibi oluyorum
- seem
- {f} gibi gözükmek
- seem
- It seems that
- seem
- {f} 1. ... görünmek, ... gözükmek, -e benzemek: He seems well. İyi gibi görünüyor. She seems like an honest person. Dürüst bir insana benziyor
- seem
- it seems as if veya as though sanki
- seem
- galiba
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
- seem
- Bu meseleyi çözebileceğimi zannetmiyorum
- seem
- görünmek, ... gözükmek, -e benzemek: He seems well. İyi gibi görünüyor. She seems like an honest person. Dürüst bir insana benziyor
- seem
- en iyisi
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
- seem
- I can
