Devedikenden daha dikenli bir bitki yoktur.
 - There's no plant more prickly than a thistle.
Emilien kızarmış dikenli incir yemek istiyor.
 - Emilien wants to eat fried prickly pears.
O balona iğne batırdı.
 - She pricked the balloon.
Ahh! kendime iğne batırdım!
 - Ouch! I've pricked myself!