to-know

listen to the pronunciation of to-know
الإنجليزية - التركية

تعريف to-know في الإنجليزية التركية القاموس.

know
ezberlemek

Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir. - The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.

Yeni kelimeler ezberlemek için iyi bir yol biliyor musunuz? - Do you know a good way to memorize new vocabulary?

know
{f} (knew, --n)
know
{f} ayırt etmek
ken
görüş açısı
ken
{f} bilmek
know
agah olmak
know
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
ken
{f} bil

Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur. - Ken talks as if he knew everything.

Ken Bill kadar uzun boylu. - Ken is as tall as Bill.

To know
-e bilmek
to know
bilmeye
to know
bildi
ken
{f} İskoç. bilmek, anlamak, tanımak
ken
{i} bilgi alanı
ken
{i} görüş alanı

Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun. - The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.

ken
{f} tanımak
know
{f} seçmek, farketmek
know
(fiil) bilmek, tanımak, tatmak, başından geçmek, ayırt etmek, farketmek, ilişkisi olmak
know
yaşa

Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor. - Tom knows a man who lives in Boston.

Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar. - They don't know what difficulties Tom went through in his youth.

الإنجليزية - الإنجليزية
{v} wis
{v} noose
wot
weet
kon
cun
knaa
know

You are old enough to know better. - You're old enough to know better.

That is what I want to know. - That's what I want to know.

ken
to-know

    فيديوهات

    ... But I know that it's a job. ...
    ... Maybe you have lecture to that effect, I don't know. ...
المفضلات