الإنجليزية - التركية
تعريف the slaying of a human being; destruction of men في الإنجليزية التركية القاموس.
- manslaughter
- {i} önceden tasarlamadan adam öldürme, kasıtsız cinayet
- manslaughter
- {i} kazara adam öldürme
Tom kazara adam öldürme için on yıl hapis cezası çekiyor.
-Tom is serving a ten-year sentence for manslaughter.
- manslaughter
- kasıtsız katil
- manslaughter
- {i} kasıtsız öldürme
Onlar onu kasıtsız öldürmeyle suçladı.
-They accused him of manslaughter.
- manslaughter
- {i} öldürme (kazara)
- manslaughter
- kasıtsız adam öldürme
Uzun bir duruşmadan sonra, kadın kasıtsız adam öldürmekten beş yıl hapse mahkûm edildi.
-After a lengthy trial, the woman was sentenced to 5 years in prison for involuntary manslaughter.
- manslaughter
- adam öldürme
Uzun bir duruşmadan sonra, kadın kasıtsız adam öldürmekten beş yıl hapse mahkûm edildi.
-After a lengthy trial, the woman was sentenced to 5 years in prison for involuntary manslaughter.
Tom adam öldürmeden mahkum edildi.
-Tom was convicted of manslaughter.
- manslaughter
- kasıtsız cinayet
- manslaughter
- Taksirli adam öldürme suçu
- manslaughter
- önceden tasarlamadan adam öldürme
- manslaughter
- insan katli
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the slaying of a human being; destruction of men في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- manslaughter
the slaying of a human being; destruction of men
الواصلة
the slay·ing of a hu·man being; de·struc·tion of menالنطق
Resimler
المفضلات