Tutukluya özgürlüğü verildi.
- The prisoner was given his freedom.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Sen burada tutsak değilsin.
- You're not a prisoner here.
Grant, 14.000 tutsak aldı.
- Grant took 14,000 prisoners.
Tom üç yıldır bir savaş esiriydi.
- Tom was a prisoner of war for three years.
Onlar esir alındılar.
- They were taken prisoner.
Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.
O bir hükümlüye işkence etti.
- He tortured a prisoner.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
- Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
Mahkûm iki aydır parmaklıklar arkasındaydı.
- The prisoner was behind bars for two months.
Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Mahkûm hapisten kaçtı.
- A prisoner escaped from the prison.