the part of an animal corresponding to the human face

listen to the pronunciation of the part of an animal corresponding to the human face
الإنجليزية - التركية

تعريف the part of an animal corresponding to the human face في الإنجليزية التركية القاموس.

face
{f} bakmak

Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır. - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir. - This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.

face
karşısında olmak
face
{f} dönmek
face
{f} göğüs germek
face
{f} yönelmek
face
(Ticaret) karşısında durmak
face
çehre
face
{i} (saatte) mine, kadran
face
şekil

İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi. - Britain faced dangerously low supplies of food.

Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım. - If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.

face
şeref
face
sıvamak
face
{f} karşı olmak
face
{i} ön yüz, cephe
face
{f} yüzünü dönmek
face
on taraf
face
{i} sima
face
sıvama
face
{f} (bir duruma) dayanmak, tahammül etmek
face
{i} biçim

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı. - I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.

face
{i} (Geometri) yüz
الإنجليزية - الإنجليزية
face
the part of an animal corresponding to the human face

    الواصلة

    the part of an a·ni·mal corresponding to the hu·man face

    التركية النطق

    dhi pärt ıv ın änımıl kôrıspändîng tı dhi hyumın feys

    النطق

    /ᴛʜē ˈpärt əv ən ˈanəməl ˌkôrəˈspändəɴɢ tə ᴛʜē ˈhyo͞omən ˈfās/ /ðiː ˈpɑːrt əv ən ˈænəməl ˌkɔːrəˈspɑːndɪŋ tə ðiː ˈhjuːmən ˈfeɪs/
المفضلات