Gururumu yutmak zorunda kaldım.
 - I had to swallow my pride.
Bu hapları yutmak zor.
 - These pills are hard to swallow.
Kırlangıçlar gökyüzünde uçuyor.
 - Swallows are flying in the sky.
Kırlangıç uçuşta hızlıdır.
 - The swallow is swift in flight.
Yılan bir kurbağayı yuttu.
 - The snake swallowed a frog.
Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.
 - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.
Hapları yutmalısın, onları ağzında çiğnememelisin.
 - You must swallow pills, not chew them in your mouth.
Bu hapları yutmak zor.
 - These pills are hard to swallow.
Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
 - If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi.
 - The woman downed the gin and lime that was served in one swallow.
Ne zaman yutkunsam boğazım ağrıyor.
 - Whenever I swallow, my throat hurts.
Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor.
 - My throat really hurts when I swallow.