the forward part of the boat

listen to the pronunciation of the forward part of the boat
الإنجليزية - التركية

تعريف the forward part of the boat في الإنجليزية التركية القاموس.

bow
yay

Heracles'in yayını geri almalıyız. - We have to get Heracles' bow back.

Hayat bir yayla bağlı değildir ama o hâlâ bir hediyedir. - Life isn't tied with a bow, but it's still a gift.

bow
(Tekstil) fiyonk
bow
baş eğerek selamlama
bow
eğmeç
bow
reverans yapmak
bow
reverans

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı. - Tom bowed to Mary politely.

O, Kraliçe'ye reverans yaptı. - He bowed to the Queen.

bow
baş

Başla selamlama yerine tokalaştılar. - They shake hands instead of bowing.

Tom utançla başını eğdi. - Tom bowed his head in shame.

bow
eğilmek

Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir. - In Japan, bowing is common courtesy.

Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır. - In Japan, it is polite to bow when one meets someone.

bow
kavis
forward part of the boat
Teknenin on kısmı
bow
fiyonk biçiminde düğüm
bow
(fiil) eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
bow
{i} baş eğerek selamlama, reverans yapma
bow
başıyla selamlamak
bow
filikada pruvacı
bow
{f} boyun eğmek

Ona boyun eğmek istemiyorum. - I don't want to bow down to him.

bow
baş eğere
bow
bow eğil/eğ
الإنجليزية - الإنجليزية
bow
Forward part of the boat
bow
The forward part of a boat
bow
the forward part
fore-
the forward part
fore
the forward part of the boat

    الواصلة

    the for·ward part of the boat

    التركية النطق

    dhi fôrwırd pärt ıv dhi bōt

    النطق

    /ᴛʜē ˈfôrwərd ˈpärt əv ᴛʜē ˈbōt/ /ðiː ˈfɔːrwɜrd ˈpɑːrt əv ðiː ˈboʊt/
المفضلات