the act of observing, and the fact of being observed

listen to the pronunciation of the act of observing, and the fact of being observed
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of observing, and the fact of being observed في الإنجليزية التركية القاموس.

observation
gözetleme
observation
fikir
observation
{i} yorum

Bu bir hakaret değil, bu bir yorum. - It's not an insult. It's an observation.

observation
gaddar
observation
gözleme

Bilim gözleme dayanır. - Science rests upon observation.

Ampirik veriler yalnızca gözleme dayanır. - Empirical data is based solely on observation.

observation
inceleme
observation
görüş
observation
düşünce
observation
{i} gözetleme, gizlice bakma
observation
observation post topçu rasat mevzii
observation
{i} gözlem sonucu
observation
observation car yolcuların etrafı seyretmesine uygun şekilde geniş pencereleri olan vagon
observation
{i} gözlem, gözleme
observation
{i} gözetim
observation
dikkatli bakma
observation
{i} ileri sürülen düşünce/fikir
observation
(Askeri) DÜŞÜNCELER (MÜLAHAZAT)
observation
observational gözlem kabili
الإنجليزية - الإنجليزية
observation
the act of observing, and the fact of being observed
المفضلات