that which is offered, esp

listen to the pronunciation of that which is offered, esp
الإنجليزية - التركية

تعريف that which is offered, esp في الإنجليزية التركية القاموس.

offering
{i} sunuş
offering
{i} sunma

Tom'un tavernası da bir teslimat hizmeti sunmaya başladığından beri taverna telefon görüşmeleriyle dolup taşıyor. - Since Tom's Tavern has started offering a delivery service too, it has been flooded with phone calls.

Ona pozisyonu sunmayı düşünüyorum. - I'm thinking of offering her the position.

offering
önerme

Bazen yardımı kabul etmek onu önermekten daha zordur. - Sometimes, accepting help is harder than offering it.

offering
önererek
offering
(Mimarlık) adaklık
offering
bağışlar
offering
{f} öner

Bana işimi geri mi öneriyorsun? - Are you offering me my job back?

Yardım etmeyi öneriyor musun? - Are you offering to help?

offering
bağış
offering
kurban
offering
{i} öneri

Bana işimi geri mi öneriyorsun? - Are you offering me my job back?

Şimdi sana yardım etmeyi öneriyorum. - I'm offering to help you now.

offering
{i} adak
offering
{i} kilisede toplanan para
offering
{i} (Hristiyanlık) (ayin sırasında cemaatten toplanan) para, bağışlar
offering
{i} teklif

Tom'a bir iş teklif ediyorum. - I'm offering Tom a job.

Bence Tom'un teklif ettiği işi almalısınız. - I think you should take the job Tom is offering you.

offering
iste/sun/teklif et
الإنجليزية - الإنجليزية
offering
that which is offered, esp
المفضلات