that grows or grow

listen to the pronunciation of that grows or grow
الإنجليزية - التركية

تعريف that grows or grow في الإنجليزية التركية القاموس.

growing
büyüyen

Kütüphanenin önünde büyüyen bir sürü ağaç var. - There are many trees growing in front of the library.

Büyüyen bir çocuk daha fazla gıda gerektirir. - A growing child requires more food.

growing
{s} gelişen
growing
büyüyor

Ambargoya muhalefet büyüyordu. - Opposition to the embargo was growing.

Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor. - My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.

growing
büyümekte olan
growing
{f} geliş

İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor. - Trade between the two countries has been steadily growing.

growing
{i} gelişim
growing
gelişerek
growing
{i} yetiştirme

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir. - Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals.

Çiftçiler fıstık yetişen iyi bir yaşam yapmazlarsa, diğer ürünleri yetiştirmeye çalışacaklardır. - If farmers don't make a decent living growing peanuts, they will try growing other crops.

growing
{i} tarım

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir. - Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals.

growing
{s} çoğalan
growing
{i} gelişme
growing
{i} büyüme

Tom Boston'da büyüme hakkında konuştu. - Tom talked about growing up in Boston.

Liste büyümeye devam ediyor. - The list keeps growing.

growing
{s} artan

Onlar artan bir nüfusa sahip, bu yüzden çok daha fazla yiyeceğe ihtiyaçları var. - They have a growing population; therefore they need more and more food.

الإنجليزية - الإنجليزية
growing
that grows or grow

    الواصلة

    that grows or Grow

    التركية النطق

    dhıt grōz ır grō

    النطق

    /ᴛʜət ˈgrōz ər ˈgrō/ /ðət ˈɡroʊz ɜr ˈɡroʊ/
المفضلات