tevekkül

listen to the pronunciation of tevekkül
التركية - الإنجليزية
putting oneself in God's hands, trusting that God will arrange things for the best
resignation
resigning oneself to one's fate, resignation
submission
trust in god
put trust
tevekkül etmek
resign oneself to
tevekkül etmek
1. to put oneself in God's hands, trust that God will arrange things for the best; to put oneself in (God's) hands. 2. to resign oneself to one's fate; to behave resignedly
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) İşi başkasına ısmarlamak
(Osmanlı Dönemi) Sebeblere tevessül ettikten sonra neticesini Allah'a bırakmak. Allah'tan gelene razı olmak. Kendine ait vazifeyi yaptıktan sonra neticelerini Allah'dan istemek. Kadere razı olmak. Hakka güvenmek
(Hukuk) İşi Allah'a bırakıp kadere razı olma
(Osmanlı Dönemi) Yeis ve kederden uzak olmak
(Osmanlı Dönemi) Âcizlik göstermek.İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder. Fakat yanlış anlama. Tevekkül, esbabı, bütün bütün reddetmek değildir; belki esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs is
Her şeyi Allah'a bırakma, Allah'tan bekleme, kadere boyun eğme
Her şeyi Allah'a bırakma, Allah'tan bekleme, kadere boyun eğme: "Bu tevekküle karışan bir memnuniyetsizliğin ifadesiydi."- P. Safa
(Osmanlı Dönemi) sebeplere tevessül ettikten sonra neticesini Allah'a bırakmak, üzerine düşeni yaptıktan sonra gerisini Allah'tan beklemek
tevekkül etmek
Kadere, yazgıya boyun eğmek
tevekkül
المفضلات