He sent me his congratulations by wire.
- Telgrafla bana tebriklerini iletti.
Do you see the bird on the telephone wire?
- Telefon kablosunun üzerindeki kuşu görüyor musun?
I know what a stapler is.
- Tel zımbanın ne olduğunu biliyorum.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
A string on my guitar broke.
- Gitarımdaki bir tel kırıldı.
I broke a string on my guitar.
- Gitarımda bir tel kırdım.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir tel toka buldu.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonunuz var mı?
This type of mobile phone sells well.
- Bu tür cep telefonu iyi satar.
The building is surrounded by a barbed wire fence.
- Bina dikenli tel çitle çevrilmiş.
My coat got caught on a barb on the barbed wire.
- Benim ceket dikenli tel üzerinde bir diken üzerinde yakalandı.