taslakları

listen to the pronunciation of taslakları
التركية - الإنجليزية
stubs
third-person singular of stub
plural of stub
taslak
draft

Negotiators have agreed on two draft texts, but there are still many areas of disagreement. - Arabulucular iki taslak metin üzerinde anlaşmaya vardı, ama hala anlaşma sağlanamayan birçok konu var.

He is busy with the final draft. - O, nihai taslakla meşguldür.

taslak
sketch

Tom ripped a page out of his sketch book. - Tom taslak defterinden bir yaprak yırttı.

Tom looked at Mary's sketches. - Tom Mary'nin taslaklarına baktı.

taslak
outline
taslak
draught

There's a draught in here. - Burada bir taslak var.

taslak
{i} tracing
taslak
rough draft
taslak
wishy-washy person
taslak
(Tıp) anlage
taslak
scheme
taslak
seminal
taslak
sketchy
taslak
rough cast
taslak
(Basın) manuscript

The manuscript had been written out by hand. - Taslak elle yazılmıştı.

taslak
designment
taslak
(Politika, Siyaset) outlines
taslak
outline drawing
taslak
skeleton
taslak
{i} sketching
taslak
framework
taslak
would-be (used disparagingly): şair taslağı would-be poet
taslak
visual
taslak
conspectus
taslak
study
taslak
fine arts sketch; preliminary model, maquette
taslak
diagram
taslak
drawing
taslak
draft , worksheet
taslak
draft plan
taslak
plan
taslak
roughcast
taslak
draft, sketch, study; wishy-washy person
taslak
rough
taslak
silhouette
taslak
schema
taslak
rough draft; sketch; preliminary study; outline
taslak
design
taslak
outlines (headlines)
التركية - التركية

تعريف taslakları في التركية التركية القاموس.

Taslak
eskiz
taslak
Herhangi bir konuda başaramayacağı bir işe girişen veya kendini o işin ustası olarak kabul ettirmeye çalışan kimse
taslak
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ancak ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
taslak
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ancak ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz: "Evet diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde."- R. H. Karay
taslakları
المفضلات