Everyone in this cult wears orange clothes, just like in jail.
 - Bu tarikattaki herkes, hapishanedekiler gibi turuncu giysiler giyer.
Someone told me that Tom had joined a cult.
 - Birisi bana Tom'un bir tarikata katıldığını söyledi.
Many sects have initiation rituals for new members.
 - Birçok tarikatın yeni üyeler için başlangıç ayinleri vardır.
Tom belonged to a religious order.
 - Tom bir tarikata üyeydi.
Tom belonged to a religious order.
 - Tom bir tarikata üyeydi.
It's not a genuine religion. It's a cult.
 - Bu gerçek bir din değil. Bu bir tarikat.
What's the difference between a religion and a cult?
 - Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?
Our denomination practices exclusive psalmody in worship.
 - Tarikatımız ibadetlerinde sadece Zebur'daki ilahileri okumaktadır.