tapınak

listen to the pronunciation of tapınak
التركية - الإنجليزية
{i} temple

Let's visit some temples tomorrow. - Yarın bazı tapınakları ziyaret edelim.

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

sanctuary
shrine

Kyoto is famous for its shrines and temples. - Kyoto, türbe ve tapınaklarıyla ünlüdür.

There is a shrine atop the mountain. - Dağın tepesinde bir tapınak vardır.

tabernacle
chapel
place of worship
fane
temple, sanctuary mabet, ibadethane
place of worship, temple
house of God
tapınaklar
temples

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

There are many old temples in Kyoto. - Kyoto'da bir sürü eski tapınaklar var.

En büyük tapınak
(roma) Pantheon
küçük tapınak
oratory
التركية - التركية
İçinde tanrıya kulluk edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane
İçinde ibadet edilen, Tanrı'ya tapınılan yapı, mabet, ibadethane: "Somakiden saraylar, mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler ... kurarmışsın."- R. H. Karay
mabet
(Osmanlı Dönemi) SEDN