takas

listen to the pronunciation of takas
الإنجليزية - التركية

تعريف takas في الإنجليزية التركية القاموس.

taka
(Para) Bangladeş para birimi
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Vereceğini alacağına karşılık tutmak suretiyle ödeşmek, sayışmak, değişmek
(Hukuk) Ödeşme, sayışma
Dış ticarette, iki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring
Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme
Kliring
kiliring
bidal
takas odası
(Denizcilik) bankalar veya diğer finansal kuruluşlarda çek ve senet gibi ödeme araçlarından doğan borç ve alacakları nakit para kullanılmadan muhasebe işlemleriyle karşılıklı olarak tasfiye edilmesini sağlayan birim
takas odası
(Denizcilik) banka temsilcilerinin senetlerini takas ve mahsup ettikleri yer
TAKA
(Osmanlı Dönemi) Korkutmak
taka
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi: "Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım."- E. E. Talu
TAKA
(Osmanlı Dönemi) Hazer etmek, çekinmek, korunmak
TÂKA
(Osmanlı Dönemi) Kubbeli mahfe. Pencere
TÂKA
(Osmanlı Dönemi) Takat. Güç, kuvvet, iktidar
taka
Pencere
taka
Tahta çardak
taka
Koyunlara takılan çan
taka
Duvarda yapılmış kapaksız küçük dolap
taka
Doğu Karadeniz yöresine özgü bir tür kıyı teknesi
taka
Duvara yapılmış kapaksız dolap
taka
Tavana yakın küçük pencere
taka
Ağaçtan yapılan yüksekçe oturma yeri
taka
Duvar içindeki kapaksız küçük dolap
taka
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
taka
Küçük pencere
taka
Bıçak sapı
taka
Karadeniz yelkenlisi
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف takas في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

taka
The official currency of Bangladesh, equal to 100 paise
taka
the basic unit of money in Bangladesh; equal to 100 paisas
taka
{i} currency of Bangladesh
التركية - الإنجليزية
barter

All government is founded on compromise and barter. - Tüm yönetim uzlaşma ve takas üzerine kurulmuştur.

In primitive societies barter was used. - İlkel toplumlarda takas kullanılmıştır.

interchange
swap

Never swap horses while crossing a stream. - Bir akarsu geçerken atları asla takas etme.

com. clearing
barter, exchange, swap; clearing kliring
dicker
clearing
exchange

Exchanges with you seem to go on endlessly. - Sizinle yapılan takaslar sonsuza dek sürecek gibi görünüyor.

Tom is going out with a Chinese exchange student. - Tom Çinli bir takas öğrencisiyle çıkıyor.

swop
(Hukuk) clearance, set-off, compensation, barter
truck
(Ticaret) tradeoff
(Ticaret) bilateral trade
(Ticaret) settlement
(Kanun) set off
(Ticaret) barter trade
exchange of goods
(Otomotiv) trade in
takas etmek
exchange

I would like to exchange money. - Para takas etmek istiyorum.

takas etmek
interchange
takas etmek
trade

Would you like to trade seats? - Koltukları takas etmek ister misin?

Do you want to trade jobs? - İşleri takas etmek ister misin?

takas bürosu
clearing office
takas değeri
trade value
takas dükkânı
barter shop
takas edilebilir
exchangeable
takas etmek
barter
takas etmek
a) to exchange, to barter, to swap b) to clear
takas etmek
swop
takas etmek
dicker
takas etmek
change
takas etmek
truck
takas etmek
1. to settle (accounts) with each other. 2. com. to clear. 3. to barter
takas etmek
commute
takas işlemi
barter transaction
takas odası
clearinghouse
takas ofisi
clearing office
takas tukas etmek
to square accounts with each other
borsa takas
(Ticaret) exchange
taka
crate
borsa takas merkezi
custodian bank
merkezi takas
(Ticaret) central settlement
taka
a small, single-masted boat (used for fishing and goods transport)
taka
small sailing boat; jalopy, crate, crock
taka
slang dilapidated automobile, rattletrap, jalopy
takas

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ 'tä-k&, -(")kä ] (noun.) 1972. Bengali tAkA rupee, taka, from Sanskrit tanka stamped coin.
المفضلات