tahammül

listen to the pronunciation of tahammül
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Yüklenmek. Bir yükü üstüne almak
(Osmanlı Dönemi) Sabretmek. Katlanmak
(Osmanlı Dönemi) Kaldırmak
Kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma
Güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilme, dayanma
Nesne, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilme, dayanma. İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma: "Bu gece kendi kendimle uğraşmaya tahammülüm yoktu."- R. N. Güntekin
(Osmanlı Dönemi) sabretme, kâtlanma, dayanma; yüklenme, kaldırma
tahammül etmek
Dayanmak, katlanmak, kaldırmak
tahammül
المفضلات