tıkanık

listen to the pronunciation of tıkanık
التركية - الإنجليزية
stuck
congested, choked
engorged
stopped
jammed with
stopped, stopped up; clogged, congested
choked
congested
path. embolic
blocked-up
التركية - التركية
Konuşmama durumu
Tıkanmış
TIKANIK
Tıkanmış: "Her adımın bir merdiven basamağındaki boğuk ve tıkanık gürültüsü kulağında sonu gelmeyen bir akisle uzuyordu."- P. Safa
TIKANIK
Konuşmama durumu: "Hasan durgun, tıkanıktı: Susuyor, susuyordu."- R. H. Karay
tıkanık
المفضلات