tâyin

listen to the pronunciation of tâyin
التركية - الإنجليزية
(Hukuk) appointment

Jane's parents were pleased about her appointment as a teacher at the school. - Jane'nin ebeveynleri onun okulda bir öğretmen olarak tayin edilmesinden memnundu.

(Tıp) assay
designatio
designation
preferment
appointment " atama; designation, indication, determination
assignment
indication, pointing at
nomination
investment
allot
investiture
preconditioned
appointed to
tayin etmek
appoint
tayin etme
(Ticaret) designation
tayin etmek
nominate
tayin eden
determinant
tayin eden
(Ticaret) nominator
tayin edilen
(Kanun) appointee
tayin edilen kimse
transfer
tayin edilme
designation
tayin edilmiş
designated
tayin etmek
destinate
tayin etmek
appointment
tayin etmek
designate for
tayin etmek
designate to
tayin etmek
fix
tayin etmek
set
tayin etmek
determine
tayin etmek
define
tayin etmek
dominate
tayin etmek
appoint to
tayin etmek
administer
tayin etmek (para miktarını)
assess
tayin etmek (tarih/gün vb'ni)
appoint
tayin olmak
(Ticaret) appointed
tayin olmak
(Ticaret) to be appointed
tayin olmak
be appointed
tayin etme
appoint
tayin almak
get a promotion
tayin beratı
(Politika, Siyaset) letter of appointment
tayin eden kimse
nominator
tayin edilebilen
establishable
tayin edilebilen
(Ticaret) identifiable
tayin edilebilir
determinable
tayin edilen bölge
designated area
tayin edilen kimse
appointee
tayin edilmek
be inducted
tayin edilmesi zor olan
shadowy
tayin edilmiş
(Hukuk) appointed
tayin edilmiş
designate
tayin emri
warrant
tayin etme yetkisi
(Politika, Siyaset) power to appoint
tayin etmek
designate
tayin etmek
prefer
tayin etmek
a) to appoint, to assign, to dominate, to designate b) to determine, to fix, to settle
tayin etmek
institute
tayin etmek
deputize
tayin etmek
commission
tayin etmek
name
tayin etmek
1. to determine, fix. 2. to appoint or assign (someone) to (a post, a place)
tayin etmek
post
tayin etmek
station
tayin olunamaz
(Kanun) indeterminable
tayin sınırı
(Kimya) limit of determination
tayin sınırı
(Kimya) dedection limit
tayin terapisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) assignment therapy
tahsis/tayin etmek
(Hukuk) to assign
biyolojik tayin
(Tıp) bioassay
vekil tayin etmek
deputise
vekil tayin etmek
(Kanun) appoint
yerini tayin etme
localize
yerini tayin etme
localization
yerini tayin etmek
allocate
tayinler
determinations
Müşterek Görev Tayin Listesi
(Askeri) Joint Duty Assignment List
Müşterek Görev Tayin Yönetim Bilgi Sistemi
(Askeri) Joint Duty Assignment Management Information System
avukat tayin etmek
designate a lawyer to
birlik tayin listesi
(Askeri) unit designation list
demarkasyon, çıkış, hudut tayin, sınır, işaretleme
(Askeri) demarcation
hakem tayin etmek
(Kanun) appoint an arbitrator
iaşe bedeli, tayin bedeli; tabur yardım istasyonu
(Askeri) basic allowance for subsistence; battalion aid station
lazer hedef bildirici/mesafe tayin edici
(Askeri) laser target designator/ranger
lazerli mesafe tayin edici / bulucu
(Askeri) laser range finder/detector
lazerli mesafe tayin edici-bulucu
(Askeri) laser range finder-detector
mütareke hudut tayin hattı; XX (SL) ulaştırma planının belirlenmesi
(Askeri) armistice demarcation line; assign XX (SL) routing
personel tayin şube
(Askeri) personnel assignment office
süre tayin edilmesi
(Hukuk) fix a time limit (to)
vekil nasıp ve tayin etmek
(Politika, Siyaset) retain and constitute
vekil tayin etme
substitution
öncelik tayin edicisi
(Askeri) priority designator
التركية - التركية
Atama
Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma: "Yola devam edilmesini tayin için sordu."- R. H. Karay
Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma
(Osmanlı Dönemi) yerini belli etmek; belirli kılmak
tayin edilmek
Atanmak: "Necmi Efendi palas pandıras Çorlu'ya tayin edildi."- H. Taner
tayin edilmek
Atanmak
tayin etmek
Belli etmek, göstermek
tayin etmek
Atamak
tayin etmek
Kararlaştırmak
tayin etmek
Belirlemek
tayin etmek
Ayarlamak
açıktan tayin
Açıktan atama